27 Mayıs 2014 Salı


 

 

A
Açısal hız: Bir cismin dairesel bir yörüngede dönerken birim zamanında yaptığı açı
Asimetrik vadi: İki yamacı eşit diklikte olmayan vadi.
Afet: İnsanlar için fiziksel ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran insanın normal yaşantısını ve durduracak bir doğa olayı
Atmosfer: Herhangi bir gökcisminin etrafını saran ve gaz ile buhardan oluşan tabaka.
Akarsu: yeryüzünde ve yeraltında belirli bir yatak içinde eğim boyunca sürekli veya ara sıra akan suların adı
Ay tutulması:  Ay kendi yörüngesinde dolanırken kimi zaman Dünyanın gölgesine girer. Bu ay tutulmasıdır.
Akıntılar: Sıcaklık ve yoğunluk farkından oluşan deniz yüzeyindeki suların bulundukları mesafeden uzak yere götürür.
 
Alize: Dönencelerin yakınından ekvatora doğru esen düzenli rüzgârlardır.
 
Antropojen bozkır: Ormanların tahrip edilmesiyle bu alanda oluşan bozkıra denir.
 
Artezyen: Basınçlı yeraltı sularının bulundukları yerlerde, toprağı burgu ile delerek açılan ve suyu yükseğe fışkıran kaynak.
 

 


 

B  
 
Bağıl Nem: Havanın bünyesinde su buharı halinde tuttuğu mutlak nemin, bulunduğu sıcaklık ve basınç koşullarında tutabildiği azami su miktarına olan oranıdır.
 
Boğaz, iki kara parçası ariçimindeki coğrafi şekillere verilen addır.
Bora:  Soğuk ve kuru (ayaz) rüzgarlardır. Dalmaçya kıyılarından Adriyatik denize eser.
 
Bakı: Bir bölgedeki dağların Güneş ışınlarını alış yönü veya Güneş'e bakış kısmı olarak açıklanır.
 
Banliyö :Metropol kentlerin çevresindeki yerleşim alanları.
 
Boylam: Dünyanın herhangi biyerinden  geçen meridyenin başlangıç meridyenine olan açısal uzaklığa denir.
Boyun: İki zirve arasındaki dağın en alçak kesimine denir.
Baraj : Akarsu gücü fazla olan yerlerde elektrik, sulama vb. bu amaçla akarsuların önlerine setler halinde kurulan akarsudaki suyun depolanmasına yarayan yapay set gölüdür.
Bozkır: Kıtaların iç bölgelerinde yağış miktarı 500-300 mm’ye düştüğü zaman ormanlar yerini otsu bitkilere ve çalılara bırakır. Buna bozkır veya step denir.
Barkan : Rüzgarların taşıdıkları kum ve tozları hilal şeklinde biriktirmesine denir. Çöllerde yaygın olarak görülür.
Bulvar: Ortasında veya kenarında ağaç ve çimen kaplı bir şerit bulunan geniş cadde.
 


Barometre : Havanın basıncını ölçen alete denir.
 
Basınç, bir yüzey üzerine etkide bulunan dik kuvvetin, birim alana düşen miktarı.
Buzul: Kutup bölgelerinde ya da dağ başlarında aşağıya doğru ağır ağır yer değiştiren büyük kar ve buz kütlesi.
Başkalaşım : Bazı canlılar yaşamlarının farklı dönemlerinde, bulundukları ortamın şartlarına uyum göstermelerini sağlayacak fiziksel değişimler geçirirler. Bu farklılaşma sürecine denir.
 
Biomas Enerji: Bitkisel ve Hayvansal ürünlerden elde edilen enerjiye denir.
Biyocoğrafya : Canlıları inceleyen bir bilim dalıdır.
 


 

           C
Camsı cisim: (Corpusvitreum)'in çevresini sınırlayan, içerdiği kollajenlifçiklerin yoğunlaşmasından oluşmuş zarımsı tabaka; hiyaloid zar; camsı zar.
Çiftlik: Toprakta ekim, bakım, dikim ve yetiştirme yolları ile bitki, hayvan ya da hayvan ürünleri istihsalinde bulunmak ya da bu ürünlerin yetiştiricileri tarafından işlenip değerlendirmek mesleğine verilen ad.
Cephe: Farklı karakterdeki iki hava kütlesinin karşılaşmış olduğu hat.
Cılgıt:  Hem bataklık, hem de çayır özelliği gösteren, dibi cılk cılk ses veren ıslak yer.
Çiy: Havanın açık ve durgun olduğu gecelerde, havadaki su buharının soğuk cisimler üzerinde su damlacıkları biçiminde yoğunlaşmasıdır.
Çığ: Dağın bir noktasından kopup yuvarlanan ve yuvarlandıkça büyüyen kar kümesine denir.
Çağlayan: Yüksek bir yerden daha alçak bir yere düşen akarsudur .
Çakıl Gölü: Üzeri yellerin savurduğu ve oldukça yuvarlaklaştırdığı çakıllarla örtülü çöl.
Çakıl:  Kırılmamış tanelerden oluşan iri agregadır.
Çığır: Bir akarsuyun eğiminin azaldığı, birikim yapmaya başladığı, ağza yakın kesimi.
Çizgi Ölçek: Plan veya haritanın bir köşesinde yatay bir çizgi ile gösterilen ölçeğe denir.
Çizgisel Hız: Cisimlerin birim zamanda aldığı yola denir.
Çamur: Kum, toz, toprak gibi maddelerin suyla karışması neticesinde oluşan, suyun karıştığı maddeye göre farklı renk ve özelliklerde olabilen bir maddedir.
 
Çorak:  Bitkisi iyi olmayan ya da hiç bitki vermeyen, bitek olmayan.
Çoraklaşma:  Toprak alt tabakasında bulunan tuz ve bazlarınkılcallık yolu ile toprak yüzeyine çıkması sonucu bitki gelişiminin zorlaşması.
Çavlan:  Irmak ve çayların yüksekten aktığı yere verilen ad.
Çayır: Ot bitkilerinin yetiştiği, biçildiği bir çeşit otluk.
Çöl:  Çok az, düzensiz ve tesadüfi yağış alan, bitki örtüsü ve hayvanların yaşamasına elverişsiz yerlere denir.
Çekirdek: Dünya’nın yoğunluk ve ağırlık bakımından en ağır elementlerin bulunduğu bölümüdür.
Çeltik:  . Kabuğu ayıklanmamış pirince  denir.
 
Çernezyom:  Dünyanın en verimli yerli toprağıdır, coğrafi olarak yarı nemli step bölgelerinde yağışın artış gösterdiği yüksek platolarda görülen topraklardır.
 

 


 
D
Dalga:  Deniz yüzeylerinde rüzgarın etkisiyle oluşan salınım hareketlerine denir.
Damla Erozyonu: Yağış esnasında damlanın düştüğü sırada toprağı aşındırması ve mevcut enerjisi ile toprağı sıçratarak taşıması sonucu oluşan erozyondur.
Don: Şiddetli ve sürekli don olayı tarımsal faaliyetlerdeki en büyük risk olduğu gibi, karların erimesini engelleyerek ve yeryüzünün geçirgenliğini imkânsız hale getirerek hidrolojik açıdan da önemli rol oynamaktadır. Don, kısaca Sıcaklığın 0°C'ın altına düşmesiyle veya 0°C'a yakın derecelerinde meydana gelen bir olaydır.
Debi: Herhangi bir kesitten birim zamanda geçen akışkan hacmi debi olarak adlandırılmaktadır.
Defne : Türk iyede yetiştiği yerler Bütün Akdeniz çevresi, özellikle nemli boğazlar. Vatanı Anadolu’dur 6-18 m yüksekliğinde, yuvarlak tepeli ve sık dallı bir ağaç veya ağaççık.
Doğal çevre: Bir alandaki canlı organizmalar ve cansız varlıkların hepsinin birden oluşturduğu sistemdir.
Delta: Akarsuların denize ulaştıkları yerlerde taşıdıkları maddeleri biriktirmesiyle oluşan üçgen biçimli alüvyon ovalardır.
Demiryolu :Bir yerden bir yere madeni bir yol üzerinde, mekanik bir güçle hareket ettirilen araçlar içinde, insan ve eşya taşımasını temin eden tesislerin hepsine birden demiryolu denir.
Dönence: Yeryüzü üzerinde, güneş ışınlarının yılda iki kez dik açı ile geldiği, sıcak kuşağın kuzey ve güney sınırlarını oluşturan ve Ekvator'un  23° 27' kuzey ve güneyinden geçtiği varsayılan iki enlemden her biri.
Deniz: Bir okyanus ile bağı olan ve büyük bir alanı kaplayan ve genellikle tuzlu olan su birikintisidir.
Deniz yolu: Limanları birbirine bağlayarak yolcu ve yük taşımını sağlayan yola denir.
Drenaj: Topraktaki fazla suların akıtılmasıdır.
Dünya: Üzerinde yaşadığımız yer yuvarlağı. Güneş sisteminin gezegenlerdendir. Güneşten uzaklık bakımından üçüncü gezegendir.
 
Demografi: Dünyada veya bir ülkede bulunan nüfusun yapısını, durumunu, dinamik özelliklerini inceleyen bilim dalı.
Denge Profili: Akarsu yatağının ağzından kaynağa doğru uzanan profili iç bükey düzenli bir eğri halindedir. Buna denir.
 
Deprem: Yer kabuğunda beklenmedik bir anda ortaya çıkan enerji sonucunda meydana gelen sismik dalgalar ve bu dalgaların yeryüzünü sarsması olayıdır.
Dere: Çok sade ifadeyle yazın kuruyan ya da çok cılız kalan küçük akarsulardır.
 
Dev Kazanı: Çağlayan ve çavlanlarda suların yüksekten düştüğü kısım aşınırsa, derin oyuklar oluşur. Bu oyuklara denir.
Dolin: Kalker platolar üzerinde görülen, oval şekilli erime çukurluklarıdır.
 

 

 


 
E
 
Eğim: Bir yüzeyin yatay yüzeye nazaran durumunu ifade etmekte kullanılan bir kavramdır.
Ekliptik: Dünya'nın yörüngesinden geçtiği varsayılan düzleme denir.
Enlem: dünya üzerindeki herhangi bir noktanın başlangıç paraleli olan Ekvator'a uzaklığının açısal değeridir.
Entansif Tarım: Tarımda verimi artıracak tüm olanakların (sulama, güb­releme, kaliteli tohum kullanma ve makineleşme) kulla­nıldığı yöntemdir.
 
Ekoloji: Organizmalarla, içinde yaşandıkları ortamı ve bu iki varlığa ait karşılıklı etki ve ilişkileri inceleyen bir bilim dalı olarak tanımlanabilir.
 
Epirojenez: Karaların toptan alçalması ya da yükselmesi olayına denir.
Episantr: Depremin oluştuğu odak noktasının yer yüzeyine dikey olarak ulaştığı nokta veya depremin yeryüzündeki odak noktası.
 
Ekonomik Coğrafya: İnsanın ortam üzerindeki hertürlü etkinliklerini ve iktisadi faaliyetlerini araştıran bilime denir.
Ekosfer: Yeryüzünün canlıları içeren bölümüne denir.
Erguvan: Baklagillerden, eflatunla kırmızı arası renkte çiçek açan, güzel bir süs ağacı.
Erozyon: Koruyucu örtüden yoksun kalan toprağın su ve rüzgârın etkisiyle aşınması ve taşınması olayıdır.
 
Ekstrem olay: Herhangi bir doğa olayının aşırı veya sıra dışı ölçülerde gerçekleşmesi olaylarına herhangi bir yerde bu güne kadar hiç görülmeyen veya nadir görülen olaylara denir.
Evren: Tüm varlıkları ve olayları içeren bir sistemdir.
 
Ekvator: Dünyayı iki eşit parçaya ayırdığı kabul edilen yatay çizgiye denir.
Ekvatoral iklim: Ekvatora yakın bölgelerde görülen iklim türüdür.
Emles arazi: Düz, pürüzsüz, cilâlı arazi.
 
 
Endemik bitki: Alanları belirli bir ülke veya bölgeye ait, yerel, ender ve çok ender bulunan bitki türlerine denir.
Engebe: Doğa koşullarının yeryüzünde oluşturmuş olduğu, pürüzü olan engeller bütünü.
 
 
Engebe: Doğa koşullarının yeryüzünde oluşturmuş olduğu, pürüzü olan engeller bütünü.
Enine kıyı: Kıyı boyundaki dağları dar bir açı ile kesen kıyı çizgisi.
 
 
 

 
F
 
Falez: Yüksek kıyılarda dalga aşındırmasıyla oluşan ve aşınma sürdükçe karanın içine doğru gerileyen yar.
Fauna: Belli bir bölge ya da devirde yaşayan hayvan türlerinin tamamının bir araya getirdiği topluluk.
 
 
Felspat: Volkanik kayaların başta gelen bileşeni olup, alüminyum silikatın, potasyum, sodyum, kalsiyum ve nadiren baryum bileşikleridir.
Fırtına: Doğa güçlerinin yarattığı, yağmur ve kasırga getiren tehlikeli ve olağanüstü olaylara yol açan rüzgârlara verilen ad.
 
 
Fiyort: Buzulların oluşturduğu vadilerin deniz suyu ile dolmasıyla oluşan dik yar ve kayalıkların arasındaki dar deniz koycuklarına verilen isimdir.
Fiziki coğrafya: Toprakların yapısını, oluşumunu, dağılışını inceleyen bir bilim dalıdır.
 
 
Flora: Belirli bir bölgede bulunan bitki türlerinin hepsi
Fosil: Uzun zaman önce yaşamış canlıların yapılarının, doğal koşullar altında korunarak günümüze kadar ulaşan izidir.
 
 
Föhnrüzgarı: Dağ ve tepelerin yamaçları boyunca alçalan havanın hareketleri ile oluşan rüzgar çeşidir.
Funda: Fundagiller  familyasındanErica cinsinden 700'den fazla türü barındıran çiçekli bitkilerin ortak adı.
 
 
 
 
 
 
 

 


 
G
GAP:Güneydoğu Anadolu Bölgesi halkının gelir düzeyi ve hayat standardını yükselterek, bu bölge ile diğer bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını ortadan kaldırmak, kırsal alandaki verimliliği ve istihdam imkânlarını artırarak, sosyal istikrar, ekonomik büyüme gibi milli kalkınma hedeflerine katkıda bulunmak olan GAP, çok sektörlü, entegre ve sürdürülebilir bir kalkınma anlayışı ile ele alınan bir bölgesel kalkınma projesidir.
Göl:  Karadaki çöküntü alanlarını dolduran tatlı ya da tuzlu, az çok derin ve geniş su örtüsüne  denir.
Graben: Her iki tarafı faylarla yükselmiş veya çevresine göre çökmüş arazi kitlesi.
Gübre:  Kimyasal yollarla veya doğal yolla oluşan, içeresinde bitki gelişimi için gerekli olan bileşiklerin bulunduğu maddedir.
Gümrük kapısı: Yurt dışına gidiş veya yurt dışından dönüş sırasında gümrük işlemlerinin yapıldığı yer.
Garig: Akdeniz ikliminin doğal bitki örtüsü makilerin tahrip edildiği yerlerde ortaya çıkan bitki topluluğu.
Gayzer:  Kaynaç (veya gayzer), düzenli veya düzensiz aralıklarla, suları yukarı doğru fışkırarak patlama yapan bir sıcak su kaynağı.
Gün batımı: Güneşin ufukta kaybolmasıdır.
Günberi: Dünya'nın, Güneş'e en çok yaklaşıp, yörüngede en hızlı döndüğü gündür.
Güneş tutulması:  Ayın dünya ve güneş arasına girerek güneşi kısmen veya tamamen kapatmasıyla gerçekleşen bir doğa olayıdır.
Geçit: İ ki dağ arasında dar ve uzun yol, derbent.
Gel git: Güneş'in çekim gücüne bağlı olarak okyanuslardaki su seviyesinde meydana gelen yükselme ve alçalmalara denir.
Güneş: “Güneş sistemi” adı verilen düzenin ortasında yer alan en büyük yıldızdır.
Günöte: Dünya'nın, Güneş'ten en çok uzaklaştığı, yörüngede en yavaş döndüğü gündür.
Gezegen:  Genel olarak, yakınlarında bulunan yıldızlara göre uzaklıklarını değiştiren yıldızlara verilen ad.
Gideğen: Bir gölün fazla suların dışarıya boşaltan akarsu.
 
 
Glasiyal  Şekiller: Buzul topografyası , buzulların oluşumları ve hareketleri sırasında oluşturdukları şekilleri, kısaca buzulun etkisi ile meydana gelen aşınım ve birikim şekillerini ifade eder.
 
Göknar: (Abies), çamgiller (Pinaceae) familyasının Abies cinsinden iğne yapraklı ağaç türlerine verilen ad.
Göl ayağı:  Bir gölün artan sularını denize, başka bir göle veya ırmağa taşıyan akarsu, ayak.
 
 
 

 


 
H
Haliç: Gelgit olayının belirgin olduğu yerlerde bu olaydan doğan akıntıların etki yaptığı kıyılarda ırmak ağızlarının huni biçiminde genişlemiş durumu.
Hektar : Yüzer (10.000 m²) değerinde yüzey ölçü birimi (ha). on bin metrekarelik yüzey ölçü birim.
Heyelan: Kayalardan döküntü örtüsünden veya topraktan oluşmuş kütlelerin çekimin etkisi altında yerlerinden koparak yer değiştirmesine denir.
Haliçli Kıyılar: Okyanusa dökülen akarsular gel git nedeniyle taşıdıkları malzemeleri ağız kısmında biriktiremezler. Kara içlerinde vadi aşınır ve derinleşir. Bu tip kıyılara denir.
Hidroelektrik enerji: Su gücüyle üretilen elektrikenerjisine  denir.
Hidroelektrik Santrali: Bir miktar yükseklik kazandırılmış akışkanın(suyun) potansiyel enerjisine denir.
Halofitler: Tuzcul Bitkilerin genel adı.
Hidrosfer: Yeryüzünün okyanuslar, göller ve ırmaklar gibi sudan oluşan bölümü.
Halomorfik topraklar: Halojen grupları içeren bu topraklar, kurak ve yarı Kurak bölgelerde havzaların tabanlarında yer alan toprak çeşididir.
Hinterland: Bir kenti ya da bölgeyi çevreleyen ve onunla yakın ekonomik ve toplumsal etkileşim içinde bulunan bölgeye denir.
Hiposantr (İç Merkez): Yer içerisinde deprem enerjisinin ortaya çıktığı noktadır.
Hamsin:  Kuzey Afrika'da ve Arap Yarımadası’]nda esen kuru, sıcak ve kum taneleri içeren bir rüzgârdır.
Horst: Yerkabuğunun faylanması, kırılması ile yüksekte kalan kütleye denir.
Hörgüç Kaya: Buzul tarafından dirençli kayaların daha az aşındırması ile oluşan hörgüce benzer tepeciktir.
Havayolu: Hava taşıtlarıyla ve büyük oranda uçaklarla, insan ve yük taşımada kullanılan yol.
Havza: Akarsu havzasında ana nehrin deniz veya göle döküldüğü alt bölümüdür.
Höyük: Çok eski bir yerleşme yerinin zamanla toprakla örtülüp tepe biçimine gelmiş halidir.
Hayıt: Kışın yapraklarını döken, oldukça baharatlı bir kokuya sahip, beyaz-mor çiçekli çalımsı bir ağaççıktır.
 

 


 
 
 
 
I-İ
İç Deniz: Okyanuslara boğazlar aracılığıyla bağlanan kara içlerine sokulmuş denizlere denir.
İtlahat: Yabancı bir ülkeden mal ve hizmet alınması işlemine denir.
 
 
 
İğne yapraklı (ibreli) orman: Yayılış sahası, Kuzey yarı kürenin kışları sert, düzenli kar ve don mevsimleri gösteren yüksek enlemleridir.
İyonosfer: Atmosferin yeryüzünden 80 km yükseklikte başlayan son tabakası.
İhracat: Bir malın yabancı ülkelere döviz karşılığı yapılan satışıdır.
İzdüşüm: Işınlar aracılığıyla bir cismin şeklini iz düşüm düzlemine belirli kurallarla aktarılması.
İklim: Geniş bir bölge içinde ve uzun yıllar boyunca değişmeyen ortalama Hava koşullarına  denir.
İzohips: Yeryüzünde deniz seviyesine göre aynı yükseltiye sahip olan noktaların birleştirilmesi ile elde edilen kapalı eğrilerle gösterilir. Bu eğrilere denir.
Ilıman kuşak: Her iki yar yuvarda dönencelerle eksen ucu çemberleri arasında kalan geniş bölge.
İzoseist : Deprem dalgalarının aynı şiddetle olduğu noktaların birleşmesiyle elde edilen eğrilerdir. 
İntansifTarım Metodu: Nüfusa göre ekili dikili alanların sınırlı olduğu ülkelerde uygulanır. Birim alandan alınan verim çok yüksektir.
İzostatik sistemler: Dış etkiler sonucu oluşan mesnet tepkisi, kesit zoru, şekil değiştirme ve yer değiştirme denge denklemleri ile hesaplanabilen sistemlerdir.
İstihdam: İşverenler tarafından işi olmayan kişilere sağlanan açık iş pozisyonlarına denir.
 

 


 

 

 
J
Jeodezi:  Dünyanın şekli ve ölçüleri ile ilgilenen bilim dalıdır.
 
Jeolog : Yer bilimcisi.
 
Jeoloji: Yer yuvarlağının yapısını, birleşimini evrimini inceleyen bilim.
 
Jeomorfoloji : Yeryüzü şekillerinin tanımlanmasını ve oluşum süreçlerinin açıklanmasını konu edinen bilim dalıdır.
 
Jeotermal: Yer ısısı olup, yerkabuğunun çeşitli derinliklerinde birikmiş ısının oluşturduğu, kimyasallar içeren sıcak su, buhar ve gazlardır.
 
Jips: Alçı taşı olarak bilinen kalsiyum sülfat bileşimine sahip olan bir maddedir.
 
 
 
 
 


 

 
K
Kabartma Harita : Plastik olan bu haritalar araziyi kolay algılama ve hızlı yorumlama olanağı sağlayan haritalardır.
Kaldera:  Volkanik faaliyetler sonucunda yanardağın eteğinde oluşan çöküntülere verilen addır.
Karstik ova: Eriyebilen kayaçların olduğu yörelerde erime sonucu oluşan ovalardır.
Kar:  Bir yağış biçimidir. Kar bulutlarda bulunan su taneciklerinin aşırı soğuk ile karşılaşması sonucu kristalleşerek oluşur.
Kalsimorfik Topraklar: Kireçtaşı marn gibi kireçli ana kayanın etkisine bağlı olarak oluşmuş olan topraklardır.
Kanal: Bazı bölgeleri sulamak, kurutmak amacıyla veya gemilerin işlemesine elverişli, insan eliyle açılan yol.
Kartografya:  Harita ve harita benzeri gösterimleri üretmek amacıyla uygulanan, gerekli tüm çalışmaları kapsayan bilim, teknik ve sanattır.
Kasaba: Köyden büyük, şehirden küçük yerleşmelere verilen bir addır.
Kanyon Vadi: Kalker gibi dirençli ve çatlaklı taşlar içinde, akarsuyun derinlemesine aşındırmasıyla oluşan vadilerdir.
Kapalı havza: Sularını denizlere kadar ulaştıramayıp kuruyan, yer altına sızdıran veya göle dökülüp kalan akarsulardır.
Kayaç: Bir ya da daha fazla mineralin bir araya gelmesiyle oluşmuş bütündür.
Keçiboynuzu: Ağaçta yetişen bir bitki pekmezi falan yapılır. Taze fasulyeyi andırır yapı olarak.
Kırağı: Çiy ya da şebnem adı verilen küçük su damlacıklarının donarak ince buz kristallerine dönüşmesi olayıdır.
 
Kapız: Daha çok kireçtaşı, kumtaşı gibi suyu kolaylıkla geçiren katmanlar içinde görülen, derine aşınmanın çok güçlü ve hızlı olduğu, yamaçları hemen hemen duvar gibi dik, dar koyak.
Kırkbayır: Yarı kurak iklim bölgelerinde sel yarıntılarıyla dolu yamaçlara kırkbayır (badlans) denir.
Kıstak: Deniz içinde iki adet kara parçasını birbirilerine bağlayan dar kara parçasıdır.
Kıta: Yeryüzünü oluşturan büyük kara parçalarına denir.
Kıta sahanlığı: Karaları çevreleyen ve kara sayılan 200 metre derinliğe kadar olan sığ deniz dipleri.
Karaçalı: Hünnapgillerden, kurak yerlerde yetişen, çiçekleri altın sarısı renginde, dikenli bir bitki.
Karaçam: (Pinusnigra), çamgiller (Pinaceae) familyasından bir çam türü.
Karayolu: Trafik için, kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlardır.
Karst Topoğrafyası: Karstik şekillerin meydana getirdiği topoğrafyaya denir.
Kıyı Kordunu: Kumulların dalga ve akıntılarla denize doğru çıkıntı yapmasıyla oluşan  şekillere denir.
Kızılçam: Doğu Akdeniz'e özgü 5-20 m. boylarında hızlı büyüyen ve ışığı seven kalın dallı bir çam türü.
 Klimatoloji: Atmosfer içerisinde meydana gelen hava olayları ile yeryüzünde görülen iklim tiplerini inceleyen bilim dalı.
 
Karstik Şekiller: Yağışlar ve yer altı suları, kalker, jips, kaya tuzu, dolomit gibi eriyebilen, kırık ve çatlakların çok olduğu taşların bulunduğu yerlerde, kimyasal aşınıma neden olurlar. Kimyasal aşınım sonunda oluşan şekillere karstik şekiller denir.
Kolüvyal Topraklar: Dağlık alanlarda ayrışan materyalin dağ eteklerinde birikmelerine bağlı olarak oluşan topraklardır.
Konveksiyonel yağış:  Isınan hava parselinin, her 1000 feet mesafede adyabatik olarak 3 derece soğuyarak içeriğindeki nemin yoğunlaşması sonucu oluşan kümüliform bulutlarının neden olduğu yağıştır.
 
 

 

 

 
K
Koordinat: Arazi veya harita üzerindeki bir noktanın kabul edilen bir başlangıç sistemine göre yerini bulmak için haritalara çizilen çizgilere denir.
Koy: Göl, deniz veya okyanusların karaların içine doğru yaptığı görece sığ girinti.
 
Köprü: Akarsu, diğer bir yol, demiryolu ve benzeri manialarını geçmek üzere inşa edilen ve imla altında olmayan; gözlerinden her hangi birinin MESNET eksenleri arasındaki açıklığı, köprü ekseni boyunca 10 metreden büyük olan yapılardır.
Kör vadi: Karstik bölgelerde karstlaşma ile oluşan, inişi olmayan ve bir süre sonra kesintiye uğrayan oluklar.
 
Körfez: Denizin kara dışına çıkarak oluşturduğu, göle benzer, ancak dar bir boğazla denize açılan su çıkıntısıdır.
Köy: Mahalli idare teşkilatının en küçük yerleşim yeridir.
 
Krater: Yanardağların püskürmesi sırasında magmanın izlediği yola volkan bacası ve bunun ağzına denir.
Kum: Silisli kütlelerin, kayaların, doğal etkenlerle parçalanarak ufalanmasından ya da kayaların parçalanmasıyla oluşan, genellikle kuvars esaslı granüler malzemedir.
 
Kumsal: Kıyılarda dalga ve akıntıların taşıdıkları maddeleri biriktirmesi ile oluşan alanlara denir.
Kumul: Güçlü rüzgârların etkisiyle taşınan gevşek malzemelerin (her zaman kum olmayabilir hocam) oluşturduğu tepe ya da sırt.
 
Kuraklık: Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin çok üzerine çıkması ve yıllık yağış ortalamalarının ise mevsim normallerinin altına düşmesinin sebep olduğu doğal addır.
 
Kutup:  Yerkürenin ekvatordan en uzakta bulunan iki noktası.
Kuyruklu yıldız: Galakside donmuş gazlar ve suyun aniden birleşmesi sonucu oluşan bir cisimdir.
 

 

 

 
L
Ladin: (Picea), çamgiller (Pinaceae) familyasının Picea cinsinden Kuzey yarıkürenin ılıman ve soğuk bölgelerinde yayılış gösteren ağaç türlerinin ortak adı.
Liman: Gemi, tekne vs. gibi deniz araçlarının park yeri, gemilerin kargolarını boşaltıp yüklediği ticaret merkezi, vinç barındıran ve genellikle gümrük de bulunduran mekanlardır.
Lami Teorimi: Kuvvetlerin dengede olması halini formüle eden, bir statik teoremi.
Limanlı Kıyılar: Geniş tabanlı vadilerin veya koy-körfezlerin deniz suları altında kalmasıyla oluşan kıyı tipidir.
Lapya: Kalkerli yamaçlarda yağmur ve kar sularının yüzeyi eriterek açtıkları küçük oluklardır.
Laterit: Tropik bölgelerde bulunan kırmızı renkli bir toprak çeşididir.
Litosfer: Canlıların üzerinde yaşadığı çeşitli taşlar ve topraktan oluşan katmana taşküre denir.
Lav seti gölü: Volkanizma sırasında çıkan lavların akışa geçerek vadi önünü kapatması ile oluşan göl.
Lös: Rüzgarlar etkili olduğu alanlarda, yerden havalandırdıkları kum ve toz boyutunda*ki malzemeyi hızlarının azaldığı yerlerde biriktirirler. Kum boyutundaki malzemelerin biriktiği alanlarda kumullar, toz boyutundaki malzemenin biriktiği alanlarda ise lös adı verilen topraklar oluşur.
Lav: Yanardağların püskürmeleri sonucunda yeryüzüne çıkan ve dünyanın derin katmanlarından gelen erimiş maddelerdir.
 
Lejant: Haritada kullanılan özel işaretlerin ne anlama geldiğini gösteren bölümdür.
 
Levha hareketleri: Litosferin yapısını ve bu yapıyı doğuran evrimi araştıran jeoloji dalıdır.
 

 
M
Maar:  Püskürme veya patlamayla birlikte lav ve mağmanın oluşturduğu, geniş, hafif kabarmış bir kraterdir.
Maar gölü:  Volkanik alanlarda gaz patlamaları sonucunda oluşan çukurlardaki göllere denir.
Mermer: Metomorfizma olayı sonucunda kalker ve dolomitik kalkerlerin yeniden kristalleşmesiyle meydana gelmiş bileşimdir.
Mevsim: Bir yıl içinde farklı iklimsel özellikler gösteren bölümlerdir
Mağma : Yer kabuğunun altında bulunan sıcak ve sıvı katmana denir.
Magnitüd: Yer kabuğunun veya levhaların bir deprem anında boşalan jeolojik enerji potansiyelinin (düzeyinin), sismik aletler tarafından ölçülen değeridir.
Mersin ağacı: Mersingillerden, Güney ve Batı Anadolu dağlarında yetişen, yaprakları yaz kış yeşil kalan, gıda ve parfüm sanayisinde ham madde olarak kullanılan, meyvesi murt adıyla bilinen, esansı çıkarılan, beyaz çiçekli, güzel kokulu bir ağaç.
 
Mağara: Yeraltında bulunan, en az bir insanın girebileceği kadar genişliğe sahip olan boşluklara denir.
Maki:  Akdeniz ikliminin egemen olduğu bölgelere özgü, ortalama 1-2 metre boyundaki küçük ağaç ya da çalıların oluşturduğu bitki.
 
Meteor (meteorit): Gökyüzünde bir yerden kopup başka gök cisimlerinin çekim etkisine giren daha küçük gök.
Meteoroloji: Atmosferde meydana gelen hava olaylarının oluşumunu, gelişimini ve değişimini nedenleri ile inceleyen ve bu hava olaylarının canlılar ve dünya açısından doğuracağı sonuçları araştıran bir bilim dalıdır. cisimleridir.
Makro ölçek: Yerküre üzerinde ekvator ve kutuplar arasında oluşan sıcaklık gradyanı yerkürenin dönme hareketinin de etkisiyle hava kütlelerini hareket ettirir.
Mantarkaya: Dikdörtgen yatay duruşlu tabakaların bulunduğu alanlarda rüzgar aşındırması ile oluşan kaya şekillerine denir.
Mevsim: Bir yıl içinde farklı iklimsel özellikler gösteren bölümlerdir.
Mezo ölçek: Kentsel ölçekteki deniz meltemleri şeklindeki hava hareketleri, yamaçlarla vadiler arasındaki dönüşümlü rüzgarlar, kentsel ısı adaları inceler.
Manto, Litosfer ile çekirdek arasında yer alan sıcak ve plastik bir kattır.
Med cezir: Ay ve Güneşin çekim gücü etkisiyle okyanuslarda görülen su yükselmeleri ve alçalmalarına denir,
Mikro ölçek:Binalar veya orman, park alanları şeklindeki yer örtüsünün türüne göre değişen radyasyon bilançoları nedeniyle oluşan yerel türbülanslar
Mutlak nem, havanın hacim birimi (m³) başına içerdiği su buharının gram cinsinden kütlesine denir.
Mekanik çözülme: Taşların kimyasal yapıları değişmeden, fiziki yapılarında meydana gelen ufalanma olayıdır.
Menderes:  Yatak eğimi azalmış akarsularda, genellikle art arda birbirini izleyen U veya S biçimli büklümlere verilen ad.
"Millî Park: Bilimsel ve estetik bakımdan, millî ve milletlerarası ender bulunan tabiî ve kültürel kaynak değerleri ile koruma, dinlenme ve turizm alanlarına sahip tabiat parçalarıdır."
Mistral Fransa'nın Rhone vadisini izleyerek Akdeniz'e doğru esen soğuk ve kuru rüzgardır.
Menengiç: (Çitlenbik) (Pistaciaterebinthus), sakız ağacıgiller (Anacardiaceae) ailesinden, Güneydoğu Anadolu bölgesine özgü yaprak döken Fıstık Familyasından bir çalı türü.
Meridyen: Kuzeyden güneye kadar kutuplar arasında uzanan çizgilerin adlarıdır.
Miyosen, jeolojik devirlerden Üçüncü (Senozoik) zamanın Neojen dönemine ait bir bölümdür.
Monoklinalyapı :Bir tarafa doğru eğimli tabakaların oluşturmuş olduğu yapıya denir.
Moren :Buzullar eğim doğrultusunda hareket ederken vadinin taban ve yamacından irili ufaklı taş parçaları koparırlar. Bunlara moren adı verilir.

 


 
N
Nadas : Tarım ve Orman Toprağı'nın zararlı otlardan temizlenip, toprakta su birikimini sağlamak amacı ile uygulanan, toprağın sürülmesi, kirizme edilmesi gibi işlemler.
 
Nane Çift çenekliler sınıfında, ballıbabagiller ailesine ait otsu bitki türünün ortak adı.
Nar çiçeği çayı kırmızı rengi ile dikkat çeken hem sıcak hem de soğuk içilebilen şifalı bir bitkidir.
 
Narenciye ya da turunçgiller, turunç, portakal, mandalina, greyfurt ve limon gibi ekonomik değeri yüksek olan Citrus cinsi meyve ağacı türlerini de içine alan bir bitki topluluğudur.
 
NASA: NationalAeronauticsand Space Administration"ın kısaltmasıdır. Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi olarak tercüme edilebilir.
 
Navlun : Deniz ve nehir yolu ile taşınan eşya için,taşıma hizmeti karşılığında gemi şirketine ödenen ücrete denir.
Nehir: Deniz ve göl gibi su kütlelerine dökülen büyük akarsulara denir.
 
Nem, havada bulunan su buharı miktarıdır.
Neptün:  Güneş Sistemi'nin sekizinci ve Güneş'e en uzak gezegenidir. Adını Roma deniz tanrısı Neptunus'ten almıştır.
 
Nükleer santral, bir veya daha fazla sayıda nükleer reaktörün yakıt olarak radyoaktif maddeleri kullanarak elektrik enerjisinin üretildiği tesistir.
 

 

 


 
O-Ö
Oba: Çadırlarda yaşayan, belirli bir konak yerleri bulunmayan, konar göçer ailelerin meydana getirdiği topluluk.
Obruk: Baca veya kuyu şeklinde, keskin köşeli, derin çukurluklara denir.
Ölçek: Çizimi yapılacak olan araziye ait gerçek uzunluklar haritaya aktarılırken belli oranlar dahilinde küçültülmesine denir.
Örtü buzulu: Çok geniş alanlara yayılan, kilometrelerce alan kaplayan buzul türüdür.
Oğlak dönencesi:  Güneşin 23 Aralıkta, öğleüzeri dimdik durduğu Ekvator'a göre açısal uzaklığı 23° 27' olan yer, kış dönencesi.
Okyanus:  Dünya üzerinde kıtaları birbirinden ayıran geniş su kütleleridir.
 
Özel haritalar: Konunun uzmanlarınca çizilen haritalardır. İklim (izoterm, izobar gibi) , turizm, deprem,toprak, karayolları ve bitki örtüsü haritaları özel haritalara örnektir.
Oltu Taşı:  Erzurum'un Oltu ilçesinin kuzeydoğu kesiminden çıkarılmakta olan yarı değerli bir taştır.
Orman; ağaçlarla birlikte diğer bitkiler, hayvanlar, mikroorganizmalar gibi canlı varlıklarla toprak hava, su , ışık ve sıcaklık gibi fiziksel çevre faktörlerinin birlikte oluşturdukları karşılıklı ilişkiler dokusunu simgeleyen bir ekosistemdir.
Özel konum: Ülkelerin kıtalara, komşulara, denizlere, boğaz ve geçitlere ve yer şekillerine göre özelliklerini ifade eder.
Orojenez: , İç kuvvetlerin ortaya çıkma şekillerinden birini ifade eden orojenez terimi dağ oluşumu anlamına gelir.
Otlak : Büyük ve küçükbaş hayvancılığın yapıldığı yerlerde hayvanların otlatıldığı alanlara verilen addır.
 
Ova, yeşil düzlüktür. Düzlük coğrafyada, deniz yüzeyine göre değişik yüksekliklerde olan az eğimli yerlere verilen isimdir.
Ozon tabakası ozon gazından oluşan ve atmosferin yukarı seviyelerinde başka bir deyişle yer yüzeyinden 10-50 km yüksekte bulunan bir tabakadır.
 
Ozonosfer: içerisinde bulundurduğu ozon gazından dolayı bu ismi almıştır. Güneş'ten gelen ve canlı yaşamı için zararlı olan ışınları (Ultraviyole ışınları gibi) tutar.
 
 
 

 

 
P
Paleozoik Zaman: (545 myö-251.4myö) 294milyon yıl sürdü. Antik Yaşam. Yaklaşık üç yüz milyon yıl süren Paleozoik, Fanerozoiğin ilk ve en uzun zamanıdır.
Plato:  Akarsular tarafından derin vadilerle parçalanmış düz veya engebeli yüksek düzlüklerdir.
sorular
Pleistosen: Dördüncü çağın dönemi.
Pangea: Yaklaşık 225 milyon yıl önce, dünyanın kara kütleleri, bir süper kıta olarak birbirine bağlandı. Bu kıtaya denir.
Paralel Daireleri : Kutup noktalarına eşit uzaklıktaki noktaları birleştiren, Ekvator'dan başlayıp yer ekseni ile Ekvator düzlemi arasındaki 90° lik açıya bağlı olarak 1° aralıklarla çizilen hayali (İzafi) çizgilerdir.
Podzol: İğne yapraklı ormanlarla kaplı, soğuk, nemli bölgelerin karakteristik toprağıdır.
Polye:  Karbonatlı kayalardan meydana gelmiş yüksek dağlar arasında bulunan geniş düzlük ve ya ovalar.
Potamoloji: Akarsuları inceleyen bilime denir.
Poyraz: Marmara, Karadeniz ve iç bölgelerimize kuzeydoğudan esen soğuk, kuru bir rüzgardır.
Patlama: Çok hızlı bir gaz genişlemesi ile ve genellikle ısı açığa çıkmasıyla meydana gelen bir kimyasal reaksiyon veya değişimdir.
Peneplen: Çok hafif engebeli, üstünde hemen hemen başka hiç bir yüzey şekli bulunmayan düzlük veya ova.
Profil: Yer kabart çukurlukların yükseklik değerleri bakımından uzanışlarını, birbirleriyle ilgilerini göstermek için çizilen eğri.
Psödomaki: Karadeniz kıyılarında ormanların tahrip edilmesi sonucu oluşan makiye benzer nemcil çalı topluluklarına denir.
Peri Bacası: Yanardağ tüfleri, kum taşları gibi yumuşak ve geçirimli tortularla örtülü yamaçlarda, selinti sularının derinliğine oyması sonucunda oluşan ve tepesinde çok kez aşınmadan korunmuş düz, ağır bir yüksekliğin yer aldığı piramit ya da direk biçimindeki yığın.
Perihel: Şuanki manasıyla Günberi.
Petrografi: Taş bilimi.
Pusula: Yön gösteren, kerteriz alıp mevki bulmaya yardım eden mıknatıslı veya cayro ile çalışan seyir aletidir.
Püskürme:  Sık ve tek tek benekler durumunda. Yanardağın, duman, kül ve lav çıkarması, indifa.
Püskürük Taşlar:  Yerin derinliklerinden püskürerek yer kabuğunun içinden yukarılara doğru uzanmış taşlar.
Peyzaj: İnsanlar tarafından algılandığı şekliyle, karakteri doğal ve/veya insani unsurların eyleminin ve etkileşiminin sonucu olan bir alan anlamına gelir.
Pınar: Yerden kaynayarak çıkan su, kaynak Bu suyun çıktığı yer, kaynak, memba.
 
Plan: Hedeflenen bir amaca ulaşılmasını sağlayacak diyagram veya adımlardan oluşan dokümandır.
Plankton: Suda veya nemli bölgede yaşayan makro ve mikro olabilen canlılardır.
 
 
 

 


 

 
R
Rakım: Herhangi bir nesnenin bilinen bir düzeye göre yüksekliğidir.
Regosol Toprak: Volkanlardan çıkan kum boyutundaki malzeme ve akarsuların biriktirdiği depolar veya yamaç eteklerindeki kumlu kolüvyal depolar üzerine oluşan topraklardır.
Rüzgar Aşındırması: Günlük sıcaklık farklarının fazla olduğu çöllerde fiziksel (mekanik) çözülmeler şiddetlidir.
Rüzgarlar buralarda oluşan kırıntıları; tozları ve ince kumları havaya kaldırır.
Rüzgarların havalandırdığı bu parçalar çarptıkları yerleri aşındırır. Bu olaya denir.
Regrasyon: Karaların çeşitli jeolojik devirlerde yükselmesiyle denizin gerilemesi olayına denir.
Relief haritası: Yeryüzü biçimlerinin kabartılarını, çukurluklarını ilk bakışta gösterecek şekilde çizilmesi.
Rüzgar Erozyonu: Rüzgarlar, yarı kurak ve kurak bölgelerde yapmış oldukları aşındırma ile topoğrafyada bazı şekillerin ortaya çıkmasıdır.
Relief: Yer şekli. Arazi yüzü şekli, yükselti, enlem derecesi vb..
 
Rüzgar gülü: Deniz pusulasına monte edilen ve en hafif rüzgârın bile hangi yönden estiğini gösteren bir karttır.
Relikt bitki: 4. zamandaki buzul devrinde yaşayabilen iklimlerin ısınmasıyla günümüzde dağların yüksek kesimlerindeki soğuk alanlarda yaşamını sürdüren eski devre ait bitkilerdir.
Rüzgar:  Yüksek Basınç alanlarından alçak basınç alanlarına doğru olan, yatay yönlü hava hareketlerine denir.
Rezerv Yatağında veya havzasında bulunduğu hesaplanan, henüz işletilmemiş kömür, demir, petrol.
 
Riyolit: Kimyasal bileşimi granite benzeyen açık renkli bir kayaçtır.
 
 
 

 


 

 
S
Sabah yıldızı: Gün doğmadan önce doğu gözeriminde görülen parlak yıldız.
Sahra: Dalgalı ovalara denir.
Saman: Taneleri alınmış, harmanda ufaltılmış tahıl sapları.
Seramik: çok yüksek sıcaklıkta pişirilmiş toprak” demektir.
Samanyolu, büyük bir grup galaksinin parçası olan bir galaksidir
Samyeli: Kuru çöl rüzgârıdır.
Sanayi: Hammaddelerin veya yarı işlenmiş maddelerin kullanıma hazır hale getirilmesidir.
Serbest Bölge: Ülkede geçerli ticari, mali ve iktisadi alanlara ilişkin hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı, sınai ve ticari faaliyetler için daha geniş teşviklerin tanındığı ve fiziki olarak ülkenin diğer kısımlarından ayrılan yerler.
Sarıçam:Çamgillerden, genellikle Akdeniz Bölgesi'nde yetişen bodur, iğne yapraklı bir çam türü.
Sarı çiçekli yasemin  zeytingiller (Oleaceae) familyasının Jasminum cinsinden 300 kadar tropik ve astropik çalımsı bitki türünün ortak adı. Bu tür çiçekler süs yapımında kullanılır.
Serbest Liman: Siyasal sınırlar yönünden bir ülkenin parçası sayılan fakat o ülkenin gümrük sınırlarının dışında bırakılan limanlara serbest liman adı verilir.
Sial : Yerkabuğunun üst kısımlarında bulunduğu düşünülen çok silisli, yeğni kayaçlar ve magmalar.
Sarkıt: Mağaraların tavanında aşağıya doğru oluşan, genellikle koni biçiminde kalker birikintisi.
Sarnıç, içinde su biriktirmek için toprak altında yapılan depo.
Sarsıntı: Deprem sırasındaki yer hareketlerinin her biri. Titreme.
Sıcaklık: Bir maddeyi oluşturan taneciklerden birinin ortalama hareket(kinetik) enerjisini ifade den bir değerdir.
Sığ Deniz Bölgesi: Tortul taşınması, iklim, ve yaşama koşulları bakımından karalara daha yakından bağlı olan bölgeler.
Sarp arazi: Dik, çıkılması ve geçilmesi güç, yalman.
Satürn: Güneş sisteminin güneşten yakınlık sırasına göre 6. gezegenidir.
 
Siklon: Santrifüj hareketi yardımıyla hava ile tozu birbirinden ayıran konik konstrüksiyona denir.
Sima: Litosfer ile çekirdek arasında yer alan sıcak ve plastik bir kattır.
Savan: Tropik yağmur ormanları ile kuru çöller arasındaki geçiş bölgesinde yer alan geniş çayırlara denir.
Sera: Doğal çevre koşullarınn uygun olmadığı mevsimlerde yada yörelerde, bitkilerin yetiştirilmesi için uygun koşulların yapay yollarla yaratıldığı, üstü ışık geçiren örtüyle kaplı ortamlara sera denilir.
Sınır: İki komşu devletin topraklarını birbirinden ayıran çizgi, hudut.
Sıradağ: Birçok Dağ’ın birleşmesiyle oluşan dağ topluluğudur.
Sirk buzulu: Sadece sirk çanağı içinde kalan buzul türü.
Sirk Gölü: Buzul aşındırması ile oluşmuş çanaklarda suların birikmesi ile oluşan göl.
Senklinal: Jeolojide tabakaların havza veya oluk şekilli kıvrımlanmasına verilen ad.
Seracılık: Bahçe ve tarlaların cam veya naylon örtülerle kapatılmasıyla oluşturulmuş yerlere sera, buralarda çeşitli tarımsal ürünlerin yetiştirilmesidir.
Sirokko: Büyük Sahra çölünde oluşan ve Akdeniz'i geçerek Güney Avrupa'yı etkileyen sıcak ve kuru rüzgardır.
Sırt: İki akarsu vadisini birbirinden ayıran ve birbirine ters yönde eğimli yüzeyleri birleştiren yeryüzü şeklidir.
 


 
S-Ş
Sis: yer yüzündeki yatay görüş mesafesini 1 Km'nin altına düşüren bir meteolojik bir olaydır.
Sismograf: Yer sarsıntılarının büyüklüğünü, süresini, merkezini, ve saatini saptamaya yarayan aygıta denir.
 
 
Skyer Kıyı: Örtü buzullarının oluşturduğu hörgüç kayalar ile moren depoların oluşturduğu tepelerin sular altında kalmasıyla oluşan kıyı tipidir.
Soğuk: Isısı düşük olan, sıcak karşıtı.
 
 
Sondaj; dünya yüzeyinde delik açmaya yarayan yöntemlere verilen addır.
Sürempoze: Sıcaklığın yüksek olduğu yerlerde havanın nem alma kapasitesi de artar. Bu şekilde açılan vadilere denir.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

 


 
T
Taban seviyesiovası: Akarsuların taban seviyesine ulaştığı yerlerde, eğimin azalması nedeniyle taşıdığı maddeleri biriktirmesi ile oluşturduğu ovalardır.
Tektonik Ovalar: Çöküntü ovaları da denir. Yerkabuğu hareketleri sonucu yükseltiler arasında çukurda kalan yada çöken sahaların zamanla alüvyonlarla dolmasıyla oluşmuşlardır.
Tabanlı vadiler : Yatak eğiminin azalması akarsuyun menderesler çizerek yanal aşındırma yapmasına neden olur. Yanal aşındırmanın artması ile tabanlı vadiler oluşur.
Tektonik : Levha hareketleri veya levha tektoniği olarak da bilinir, en geniş anlamıyla litosferin yapısını ve bu yapıyı doğuran evrimi araştıran jeoloji dalıdır.
Talveg çizgisi : Bir akarsu yatağının en derin noktalarını birleştiren çizgiye denir.
Taraça : Yatağına alüvyonlarını yaymış olan akarsuyun yeniden canlanarak yatağını kazması ve derinleştirmesi sonucunda oluşan basamaklardır.
Tenör : Maden cevheri içindeki saf metal oranı.
Tepe :Bir şeyin en üstteki bölümü. Yüksekliği genellikle birkaç yüz metreyi geçmeyen, çok kez tek başına,yamaçları yatık yer biçimi.
Tarım : Bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, bunların kalite ve verimlerinin yükseltilmesi, bu ürünlerin uygun koşullarda muhafazası, işlenip değerlendirilmesi ve pazarlanması
Termik enerji : Kimyasal enerjinin elektrik enerjisine dönüştüğü tesislere denir.
Termometre: Bir cismin sıcaklığı ölçmeye yarayan alete termometre denir.
Tayga : Yalnızca orman anlamına gelmez; Kuzey Yarımkürede tundranın güneyinde oluşmuş bir bitki örtüsü sınırının adıdır.
Tektonik göller, orojenez ve epirojenez gibi iç kuvvetlere bağlı olarak oluşan çukurluklarda su birikmesiyle oluşan göllerdir.
Terrarosa, Akdeniz iklimi etkisi altında gelişmiş Ah/T/C horizon sıralanması gösteren yaygın bir kırmızı Akdeniz toprağı.
Tersiyer: Üçüncül. İki milyon yıl öncesine kadar 65 milyon yıl civarında devam eden Üçüncü Jeolojik Devir.
Tektonik hareketler : Yerkabuğunda meydana gelen kırılma, yükselme, alçalma gibi tüm hareketler.
 
Toktağan kar:  Kutup bölgeleri ve çok yüksek olan dağların dorukları sürekli karlarla kaplıdır. Erimeyen bu kar örtüsü olarak bilinir.
 
 

 
T
 
Tombolo: Kıyı okları kıyıya yakın bir adayı karaya bağlar. Bu tür oluşumlara denir.
Toprak aşınması: Koruyucu örtüden yoksun kalan toprağın su ve rüzgarın etkisiyle aşınması ve taşınması olayıdır.
Tsunami: Okyanus ya da denizlerin tabanında oluşan deprem, volkan patlaması ve bunlara bağlı taban çökmesi, zemin kaymaları gibi tektonik olaylar sonucu denize geçen enerji nedeniyle oluşan uzun periyotlu deniz dalgasını temsil eder.
 
Toprak: Kayaların ve organik maddenin yüzyıllar boyunca çeşitli etkenlerle parçalanıp ayrılmasıyla meydana gelmiş, içinde geniş bir canlılar alemini barındıran ve bitkilere durak vazifesi görmesinin yanında, su ve besin maddesi sağlayan bir maddedir.
Turizm, dinlenmek, eğlenmek, görmek ve tanımak gibi amaçlarla yapılan geziler ve bir ülkeye veya bir bölgeye gezmen (turist) çekmek için alınan ekonomik, kültürel, teknik önlemlerin, yapılan çalışmaların tümüdür.
 
Toros göknarı: (Abiescilicica), çamgiller (Pinaceae) familyasından Suriye, Lübnan dağları ve Türkiye'de doğal olarak yetişen bir göknar türü.
Tortul Kayaç: Tortulların yani küçük kaya, taş veya mineral parçacıklarının birikip çökelmesi ve sıkışmasıyla oluşan kaya çeşittir
 
Turunçgil : Portakal, limon, mandalina, greyfurt gibi ekonomik bakımdan değerli meyve ağaçlarının oluşturduğu bir bitki familyası.‎
 
Tortullaşma : Deniz sularının ve içsuların diplerinde, kapalı çukurlarda ya da çatalağız ve koyak tabanlarında dışgüçlerin etkisiyle aşınıp taşınan her tür kırıntılardan oluşma yığıntı.
Tüf konisi:  Yanardağlardan çıkan katı maddelerin oluşturduğu, koni biçimli tepeler.
Tüf: Yanardağların püskürttüğü kül, kum ve lâv parçacıklarından oluşan, çoğunlukla açık renkli, hafif gözenekli bir tür çökelti taşı.
 
Transform fay:Levhalar birbirlerinegöre yanal olarak hareket ettiklerinde onlara verilen isimdir.
Trasnregrasyon : Jeolojik zamanlar içinde denizin karaları basması.deniz sularının yükselmesi.
Tünel: Kara taşımacılığı, su ve enerji üretimi gibi alanlarda kullanılan, dar, uzun yapay ya da doğal yeraltı geçidi.
 
Traverten: Kalsiyum biokarbonatlı yer altı sularının mağara boşluklarında veya yeryüzüne çıktıkları yerlerde içlerindeki kalsiyum karbonatın çökelmesi sonucu oluşan kimyasal tortul bir taştır.
 
 
Tropikal hava : Ekvator ve çevresinden kaynaklanan sıcak karakterli hava kütlesi.
Troposfer: Atmosferin yere temas eden en alt katıdır. Gazların en yoğun olduğu kattır. Kalınlığı kutuplarda 6, ekvatorda 16 km. civarındadır.
 
 


 

 
 
 
 
U-Ü
Ulaşım: İnsanların ürettikleri çeşitli ham ve işlenmiş maddelerin, haberlerin bir yerden başka bir yere nakledilmesine ulaşım veya ulaştırmadenilmektedir.
 
Üst Biken:  Tropikal bölgelerde, başka bitkilerin üstünde yerleşen, fakat o bitkilerle beslenmeyen bitkiler.
Uvala: Genişleyip, derinleşen dolinlerin birleşmesiyle oluşan, dolinlerden daha büyük çukurluklardır.
 
Uydu: Herhangi bir gezegenin çevresinde dolanan bir gökcismine denir.
 
Uzanış:  Yerinden oynamış, yatay duruşları bozulmuş tabakaların yönü.
 
Uzay: Karanlığı, büyüklüğü, olayları ile ilgi çekici, karmaşık ve araştırmaya değer olmuşturya da binlerce km. olabilen coğrafi alandır.
 
Ülke coğrafyası:  Yerel coğrafya. Yeryüzündeki türlü yerlerin olayları ile coğrafya bakımından özelliğini araştıran coğrafyanın geniş bir bölümü.
 
Ülke:  Bir devletin idaresi altındaki toprakların tamamı
 

 


 
V
 
Vadi buzulu: Sürekli beslenerek sirkten taşan ve vadi boyunca aşağı hareket eden buzul türüdür.
Vadi Menderesi: Menderes çizen akarsuyun, geçtiği yeri aşındırırken yanlara doğru bu büklümleri güden vadi yamacı uzanışına uygun olarak uzanan menderesler.
 
Voklüz:  Kalın kalker tabakaları arasındaki boşlukları doldurmuş olan yer altı sularının yüzeye çıktığı kaynaktır.
Volkan camı: Doğal yollarla oluşan volkanik kökenli bir cam türüdür.
Vadi: Akarsuyun içinde aktığı, kaynaktan ağıza doğru sürekli inişi bulunan ve birkaç kilometre akan suya denir.
VadosSu : Yeraltına sızan sulara denir.
 
Volkanik Deprem:  Aktif volkanların çevresinde patlama öncesinde meydana gelen, genellikle büyüklükleri M=5'ten küçük olan depremlere verilen addır.
 
Vaha: Çöllerin içerisinde yer alan ve çöl koşullarından yalıtılmış, genellikle su ve bitki içeren bölgeleri tanımlamakta kullanılan coğrafya terimidir.
Volkanizma: Mağmanın yerin derinliklerinden hareket ederek yer yüzüne çıkması veya yer yüzüne yakın derinliklere kadar gelerek soğuması olayıdır.
Venüs:  Güneşe uzaklık bakımından ikinci sıradaki gezegen.
 
 
Verimlilik: Bir canlı varlıktan doğan yeni varlıklar ve eşler. Bununla ilgili olarak, bir tarlanın verimliliğinden söz edilebilir.
 
Vertisöl:  Genellikle kireçli ana madde üzerinde bulunan, kil içeriği çok yüksek olan ve bu özelliğinden dolayı çoğu zaman drenaj sorunlarına yol açan bir toprak grubudur.
 
Viyadük:  Yüksek iki nokta arasında kalan alanı, genellikle bir nehrin ayırdığı vadiyi köprü ile birleştiren yapıdır.
 

 

 
Y
Yağış, hava kütlelerinin soğuk bir hava tabakası ile karşılaşarak, soğuk bir yerden geçerek ya da yükselerek soğuması sonucunda içerisindeki su buharının yoğuşarak sıvı veya katı halde yeryüzüne inmesi olayıdır.
Yamaç: Dağın veya tepenin herhangi bir yanı.
Yerel Rüzgârlar:  Etki alanları dar ve esiş süreleri kısa olan rüzgârlardır.
Yerel Saat:  Güneşin gökyüzündeki durumuna göre ve yeryüzündeki cisimlerin gölge boyuna göre ayarlanan saate denir.
Yanardağ: Magmanın dünyanın iç tabakalarında bulunan, yüksek basınç ve yüksek sıcaklıkla erimiş kayalar.
Yandor: Bir ana ırmağa yanlardan kan şan, ana ırmağa yönelen ikinci dere cedeki akarsu kollan Kol ırmak.
Yerkabuğu: Taşküre veya litosfer, yerkürenin en dış kısmında bulunan yapıdır.
Yeryüzü:  Havakürenin yeryuvarlağına değdiği her yerdeki sınır yüzeyi.
 
Yaprak: Bitkilerde fotosentez, transprasyon ve solunumun gerçekleştiği temel organlardır.
Yardang: Rüzgârlar tarafından yamaçlarda bulunan gevşek materyallerin aşındırılması ve taşınması ile dirençli kayaların oluşturduğu pürüzlü, girintili çıkıntılı, oluklu yüzeylere denir.
Yıldırım: Yeryüzü ile bulutlar arasındaki artan elektrik potansiyelini dengede tutan bir elektrik boşalmasıdır.
Yıldız:  Evrene saçılmış yanan gaz toplarıdır.
 
Yarımküre: Dünya'yı Ekvator hizasından bölen hayali bir düzlemin altında (güneyde) kalan yarısıdır.
Yarma Vadi : Akarsuyun, iki düzlük arasında bulunan sert kütleyi derinlemesine aşındırması sonucunda oluşur.
Yıllık Hareketi:  Dünya, kendi ekseni etrafındaki günlük dönüşünü sürdürürken, bir yandan da Güneş’in çevresinde dolanır. Dünya, Güneş etrafındaki dönüşünü elips şeklindeki bir yörünge üzerinde 365 gün 6 saatte tamamlar buna 1 yıl denir.
Yayla: Yüksek yerlerdeki derin akarsu vadileriyle yarılmış düzlükler halinde bir coğrafik yeryüzü şekli.
Yaylacılık:  Yaylaya çıkma durumu. Koyun ve sığır sürülerinin yazın yaylaya çıkarılması işi.
Yırtık İzdüşüm:  Yuvarlak olan Yer'i bir düzlem üzerinde bütünü ile gösterebilmek için yer yuvarlağının yüzeyini uygun bir biçimde yırtmak, bölmek yoluyla yapılmış haritalar.
Yonca: Baklagillerden, başak durumundaki çiçekleri kırmızı veya mor renkli, hayvanlara yem olarak yetiştirilen çayır bitkilerinin genel adı.
Yengeç Dönencesi:  Yeryüzünün kuzey yarım küresinde Ekvator'un 23° 27' kuzeyinden geçtiği varsayılan enlemdir.
Yer ekseni:  Gök ekseni içinde bulunan ve yer yuvarlağının döndüğü eksen.
Yöre:Bölüm içerisinde farklı özelliklere sahip, bölümden daha küçük birimlerdir.
Yörünge, Gökbilimde, bir gökcisminin bir diğerinin kütleçekimi etkisi altında izlediği yola yörünge adı verilir.
Yer Altı Suyu: Yağış olarak yeryüzüne düşen ya da yeryüzünde bulunan suların, yerçekimi etkisiyle yerin altına sızıp, orada birikmesiyle oluşan sulardır.
Yer çekimi:  Kütle çekim kuvvetinin Dünya için isimlendirilmiş haline denir.
Yükselti: Bir noktanın deniz seviyesinden yüksekliği olarak ifade edilir.
Yüzölçüm: Bir cismin, uzunluk birimi üstikisi ila ölçülen yüzeyi.

 


 
Z
Zahire : Depolanmış tahıl diye ifade edilir.
 
 
Zakkum:  (Neriumoleander), Apocynaceae familyasından Haziran-Eylül ayları arasında beyaz, pembe, kırmızı, sarı ve krem renklerde çiçekler açan 2-5 m yüksekliğinde zehirli bir bitki türü.
 
ZeriatSahası : Ekim alanı olarak bilinir.
 
 
Zibil: Hayvan dışkısı , gübre.
 
 
Zoocoğrafya: Hayvan Coğrafyası.
 
 
Zooloji: Hayvanları inceleyen bilime denir.
 
 
Zühre : Çoban Yıldızı.